Netflix son dönemde yaptığı kaliteli dizi ve filmler ile ön plana çıkıyor. Bunlara bir yenisi daha eklendi La Casa De Papel. Bu dizi efsaneler arasına girecek gibi duruyor.
La Casa De Papel ortalama bir dizi değil, klişe, basit bir bir soygun planı değil. Bilindik bir hikaye değil. Bilindik bir çekim tarzı ya da kahramanlarda yok.İzleyicinin bolca şaşıracağı akıl oyunlarının oynandığı zevkle izlenebilir bir İspanyol dizisi. Bu diziyi arkadaşlarınıza tavsiye edin ve hak ettiği saygıyı almasını sağlayın.
Bir çok dizi severin, Lost, 24, Prison Break gibi uzun süre kitleleri peşinde sürükleyen dizileri seyrettikten sonra, onları etkileyecek bir bulamamaktan yakındıkları bilinmekte, ta ki La Casa De Papel ile tanışana kadar.
Dizide Profesör lakaplı gizemli bir adam, tarihin en müthiş soygununu yapma hayaliyle işe koyuluyor. İspanya Kraliyet Darphanesi’ni soyacaklardır. Merak etmeyin planın kimin fikri olduğunu ilerleyen bölümlerde göreceksiniz zaten. Amacımız konuyu anlatıp dizinin gizemini dağıtmak değil elbette.
Dizi hakkında kısaca bilgi vermek gerekirse
Profesör, kendi alanlarında isim yapmış, yetenekli adamlardan oluşan bir ekip toparlar.
Ekip 5 ay boyunca bir eve kapanır, her türlü ihtimali hesaba katarak, akıllı ve detaylı planlar yaparak bu kusursuz soygunu planlarlar.
Tüm planların kusursuzca yapıldığı 5 ayın sonunda, plan devreye sokuluyor ve soygun başlıyor ama tahmin edeceğiniz gibi, unuttukları ve hesaba katmadıkları şeyler oluyor. Bizden bu kadar, gerisi için ekran başına. Şimdi de harika oyunculuklarla diziyi profesyoneller kulübüne taşıyan karakterlerden bahsedelim.
Berlin. Soygunu yapacak ekibin içerideki beyni. Liderlik özelliği bu adamın her bir hücresine fena halde işlemiş. Değişik bir karakter kendisi. Soğuk kanlı ve tecrübeli. Zaman zaman yaptıklarıyla izleyiciyi şaşırtsa da efsane final sahnesi ve bu sahnedeki sözleriyle finale damgasını vuruyor.
Tokyo. Kızımız biraz asi bir prenses. kendisi 15 soygunda bizzat rol almış azılı bir hırsız. Aynı zamanda da dişiliğini ile ön plana çıkarmaya bayılıyor, bu filmde +18 sahneler olduğunu da hatırlatalım aklımıza gelmişken. Çoğu zaman uyuz olduğumuz bir karakter ama ne yapalım onu da böyle kabul ettik. Dizinin hikayesini hep onun ağzından dinliyoruz.
Moskova. Kendisi bir baba. Oğlu onun yumuşak karnı ve onun için yapabileceklerini tahmin bile edemezsiniz. Herkesin bir kusuru vardır derler ya bu Moskova için geçerli değil.. O başka.
Denver. Moskova’nın oğlu. Denver’ı canlandıran Jaime Lorente mükemmel oyunculuğu ile göz kamaştırıyor.
Rio. Nerede ise doğduğundan beri kod yazan bilgisayar dehası, yakışıklı fakat bir o kadarda asi. Gençliğin verdiği tez canlı hareketler ile yaptığı hatalar olmuyor değil. Ama biz kendisini böyle sevdik.
Nairobi. Dizinin sevimli, sıcak kanlı, seyirciye yakın gelen esprili ve dengesiz karakteri.
Bizden bu kadar bundan sonrası size kalmış, biz şiddetle bu İspanyol dizisini seyretmenizi tavsiye ediyoruz, İspanyollar ne anlar dizi çekmekten demeyin, adamlar işi biliyormuş da bizim haberimiz yokmuş.
Yorumlar 0